Bisküvileri Yapay Zeka Mı Üretecek?

ŞUBAT 2024
Aromsa | Bizden Haberler | Bisküvileri Yapay Zeka Mı Üretecek?

Yapay Zeka konusu dört bir yanımızı kuşatmış durumda. 1950’lerden bu yana adım adım ilerleyen ancak son zamanlarda nefesini ensemizde hissettiğimiz “gelecek” artık geldi. Peki bu konu neden şimdi hem bireylerin hem de kurumların gündemlerinin ilk sıralarına yerleşti? Çünkü bu teknoloji artık sadece devletlerin ya da şirketlerin en üst seviyede elinde bulundurduğu bir araç olmaktan çıktı. Özellikle Open AI’ın ChatGPT uygulaması, hemen arkasından gelen Google’ın Bard ve Microsoft’un Copilot uygulamaları ile yapay zeka araçları her birimizin cep telefonlarına kadar ulaştı.

Teknolojik buluşların gelişim sürecinde yeteri kadar yer almayıp bu buluşların sonuçlarını doğrudan kucağında bulanlar için en önemli soru:

Peki biz bu Yapay Zeka ile ne yapacağız?

Bu soruya 2024 Dünya Ekonomik Forumu’ndaki Yapay Zeka (AI) ile ilgili oturumlardan dinlediklerim ve çıkarımlarımla cevap arayacağım:

- Bu yeni teknoloji her çığır açan inovasyon gibi riskleri ve fırsatları bir arada getiriyor. İçerdiği belirsizlik aynı zamanda sahip olduğu potansiyelin büyüklüğünün de göstergesi. Dolayısıyla önce bu belirsizlikle uzlaşıp kucaklaşmalıyız.

- AI’ın getirecekleri konusunda; iyimser ya da kötümser olmak değil bu gelişmelere hazır olmak ya da hazırlıksız yakalanmak belirleyici olacak. Hazırsanız iyimser olmak zorunda kalmayacaksınız. Hazırlıksızsanız kötümser olmanız size bir avantaj getirmeyecek.

- AI en genel haliyle, kullandığı datalardan örüntüler çıkaran ve bu örüntüleri izleyerek tahminlerde bulunan ve bu tahminler doğrultusunda sonuçlar ve kararlar üreten bir araç. Bir ileri seviyesi ise yaptığı tahminlere ve önerdiği kararlara göre aksiyon alabilmesi. Dolayısıyla asıl soru AI’ı iş süreçlerimizde kullanacak mıyız, kullanmayacak mıyız değil, sadece tahminler yapıp sonuçlar/kararlar üretmesini mi istiyoruz yoksa aksiyon almasına da izin verecek miyiz?

- AI araçları ile yapılabileceklerin başında verimlilik artırma projeleri geliyor. Ancak ilk akla gelen bu olduğu için büyük ihtimalle bunu sizinle beraber herkes aynı anda yapacak. Dolayısıyla bu sizi rekabette öne çıkarmayacak, sadece geri kalmanızı engelleyecek. Rekabet etmek yerine rekabetin ötesine geçmek için sorulması gereken soru: Oyun değiştirici olmak için AI’ı nasıl kullanabilirim?

- Peki nereden başlayalım? Örneğin; işinizin en iyi bildiğiniz tarafından, tüketiciye dokunacak dolayısıyla işinize katma değer sağlayacak bir uygulamasından, işinizin size özgü, karmaşıklığı en yüksek ama aynı zamanda sizi özel kılan parçasından ya da yapacağınız yatırımı en hızlı şekilde geri döndüreceğini hesapladığınız parçasından başlayabilirsiniz. Her halükarda bu süreç deneysel bir süreç olacak. İstenen sonuçlara ulaşılması iterasyon gerektirecek.

- Bundan önceki son dijital devrim 20 yıl sürdü. Ancak Yapay Zeka devrimi 2-3 yılda gerçekleşecek. Dolayısıyla 5 yıl içinde üst-orta düzey yöneticilerin, 10 yıl içinde mavi yakalı çalışanların işleri bu devrimden etkilenmiş olacak.

- Önümüzdeki yılların ekipleri İnsan+AI üyelerinden oluşacak. Bu ekiplerin dinamiği ve dengesini oluşturmak ve sürdürmek iş sonuçlarını etkileyen önemli bir konu olacak. Üretim sürecinde insan dokunuşunu korurken üretkenliği artıran, insanlarla birlikte çalışan işbirlikçi robotların (cobot'lar) kullanımını tecrübe edeceğiz. Dolayısıyla insan-robot ilişkilerinin düzenlenmesi gerekecek. İnsan kaynakları departmanları, isimlerini İnsan-Robot Kaynakları olarak değiştirmesi gerekebilir :)

- Her devrimin istenmeyen sonuçları olmuştur. Tarım devrimiyle yerleşik hayata geçişin getirdiği istenmeyen sonuçların en yıkıcısını bugün güç savaşlarıyla yakından deneyimliyoruz. Şüphesiz Yapay Zeka devrimi de benzer şekilde kısa ve uzun vadede ayrı ayrı istenmeyen sonuçlar doğuracaktır. Bu istenmeyen sonuçların etkilerini minimize etmek için güvenlik, hukuksal boyut, gizlilik, hesap verebilirlik ve etik boyutlar gibi konuların dikkatle ele alınması gerekecektir. Bunlar teknolojideki gelişmelerle paralel ilerleyecek ve ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenecektir.

Gelelim başlıktaki sorumuza. Bisküvileri Yapay Zeka mı Üretecek?

AI; kalite kontrol, proses optimizasyonu, önleyici bakım, reçete optimizasyonu, tedarik zinciri yönetimi, enerji yönetimi, yeni ürün geliştirme yerine kişiselleştirilmiş ürünler geliştirme adımlarının her birinde uygulanabilir. Dolayısıyla bisküvi üretiminin süreçlerinin tamamında AI araçlarından yararlanmak mümkün. Peki yapay zekanın komuta ettiği robotların bisküvi üretmesi mümkün mü?

“Lights-out Manufacturing” ya da “karanlık fabrika” olarak adlandırılan, insan müdahalesi olmadan tam otomatik üretim kavramı bisküvi üretimi için de bir olasılık olarak durmakta. Ancak bunun yaygın olarak benimsenmesinin ne kadar zaman alacağı henüz belirsiz. Otomasyon ve robot biliminde önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, üretimde tam özerkliğin gerçeğe dönüşmesi için hâlâ ele alınması gereken çeşitli zorluklar bulunuyor:

Görevlerin Karmaşıklığı: Pek çok imalat süreci gibi fırıncılık ürünlerinin üretimi de insan becerisi, uyum yeteneği ve karar verme becerisi gerektiren karmaşık görevleri içerir. Bu görevleri tamamen otomatikleştirmek zor olabilir.

Esneklik ve Uyarlanabilirlik: İnsan genellikle üretim süreçlerindeki ve hammaddelerdeki değişikliklere daha kolay uyum sağlar. Aynı düzeyde esneklik ve uyarlanabilirliği kullanabilen robotlar geliştirmek hala karmaşık bir iştir.

Bakım ve Sorun Çözme: Robotlar görevleri verimli bir şekilde yerine getirebilse de, yine de düzenli bakıma ihtiyaç duyacaklardır. Beklenmeyen sorunları çözmek ve otomatik sistemlerin sorunsuz çalışmasını sağlamak için insan müdahalesi gereklidir.

Uygulama Maliyeti: Tam otomatik sistemlerin uygulanmasının başlangıç maliyeti önemli ölçüde yüksek olabilir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler için bu yatırım zor olabilir ve bu tür sistemlerin maliyet etkinliğinin dikkatle değerlendirilmesi gerekir.

Etik ve Sosyal Konular: Üretimde insan katılımının tamamen ortadan kaldırılması, yerel ekonomiler üzerinde etik ve sosyal kaygıları artırmaktadır. Otomasyon ile istihdam fırsatlarını korumak arasında bir denge kurmak kritik bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yapay zeka ve robotik teknolojilerde önemli ilerlemeler kaydedilirken, tam otonom karanlık fabrika üretimine ani bir geçiş yerine, İnsan-AI işbirliğiyle otomasyonda kademeli bir geçiş olacak gibi görünüyor. Fırıncılık üretimi de dahil olmak üzere pek çok sektörde, dijitalleşmenin ve otomasyonun güçlü yönlerini insan gözetimiyle birleştiren hibrit bir yaklaşımın öngörülebilir gelecekte norm haline gelmesi muhtemel görünüyor.

Sonuç olarak, yapay zekanın global ekonomideki transformatif gücünden yararlanmak geniş ve derin bir perspektif ile mümkün olacaktır. Yüksek teknolojili yapay zeka gelişmeleriyle geleneksel seri üretim arasındaki boşluğu kapatmak, teknolojik, sosyal ve ekonomik faktörleri dikkate alan bütünsel bir yaklaşım gerektirecektir. İnsan- AI işbirliğini teşvik edecek stratejiler uygulayarak, geleneksel üretime teknolojinin uyumlu bir entegrasyonunu oluşturmak hem sektöre hem de küresel ekonomiye fayda sağlayacaktır.