Unlu Mamuller Kategorisi

MART 2020
Aromsa | Bizden Haberler | Drinktech Dergisi

Unlu Mamuller Kategorisini 2020’de Neler Bekliyor?

Unlu mamuller; ürün çeşitliliği, tüm gıda pazarından aldığı pay ve değişen tüketici davranışlarına karşı sürekli yeniliğin gerekli olduğu dinamik ve kritik bir kategoridir. 2020 yılında bu kategoride trendler neler olacak diye baktığımızda aslında aşağıda belirtilen trendlerin bir süredir varlığını hissettiren, sektöre yön veren sürücü güçler olduğunu görüyoruz.

Hikayesi Olan Ürünler:

Tüketiciler satın aldıkları ürünün arkasındaki hikayeyi bilmek istiyor. Kullanılan hammaddeler nereden geliyor? Üretimde hangi proseslerden geçiyor? Bu ürünü tüketicinin hayat tarzına ve beslenme alışkanlığına uygun kılan belirleyici faktör ne? Bu ve bunun gibi sorulara ürünün verdiği cevap tüketicinin satın alma kararını etkiliyor. Örneğin; “ekşi mayalı 5 tahıllı ekmek”, “güneşte kurutulmuş meyve parçacıklı kek”, “sadece 5 tane yerli hammadde ile üretilmiş kraker” gibi ürünü tanımlayan ifadeler tüketicinin ürün ile arasında bağ kurmasını sağlıyor.

Bitkisel Devrim:

Tüm gıda ürünlerinde olduğu gibi unlu mamullerde de bitkisel kaynaklı hammaddelerin gücü tartışmasız artıyor. Sadece vegan ya da vejeteryan tüketiciler değil ana akım tüketici grubu da sebze ve meyveleri ürün içeriklerinde daha fazla görmek istiyor. Bu yaklaşım un-yağ-şeker içeriği sebebiyle sağlıksız algılanma potansiyeli yüksek olan unlu mamul üreticilerine oyun alanı sağlıyor.

Beslenmede Farkındalık:

Tüketicinin yeme alışkanlıklarını, ürün tercihinde kullandığı karar mekanizmalarını tüm hayat tarzı ile uyumlu hale getirme çabası sonucu karşımıza çıkan bu trend, ürünleri sadece birer yiyecek olarak görmenin ötesini temsil ediyor. Örneğin bir grup tüketici ayaküstü atıştırma eğilimi fazla olan, atıştırmalıkları öğün yerine tüketen bir davranışla protein içeriği yüksek, doyurucu alternatifleri seçerken, bir başka grup lezzetin ve keyfin ön planda olduğu ürünlere yöneliyor. Her durumda da tüketici kendi hayat tarzını yansıtacak ürünleri seçme eğilimi gösteriyor. Diğer yandan daha keskin ayrımları olan vegan, vejeteryan, gluten ya da laktoz intoleransı olan tüketiciler yaşam şekillerinde önemli bir yer tutan beslenme alışkanlıklarını ürün tercihlerine yansıtıyor. Bu da üreticileri ana akım tüketici odaklı ürün geliştirme yaklaşımından çok, daha spesifik ürünler tasarlamaya, tüm yeme alışkanlıklarını kapsayacak bir ürün gamı yaratmak için çalışmalara itiyor.

Farklı Tat ve Dokular:

Unlu mamuller tat çeşitliliği oluşturma konusunda oldukça zengin seçeneklere sahip. Tat ile beraber doku da ürünleri farklılaştırmak, tüketiciyi şaşırtmak için kullanılabilecek önemli bir değişken. “Kıtır, çıtır, gevrek, yumuşak, akışkan” gibi dokular ile farklı sertlikteki taneciklerin kullanımı ürünleri farklılaştırmada kullanılıyor. “Çıtır bisküvi arasında akışkan krema ve meyve parçacıkları” gibi farklı dokuların tek üründe kombinasyonu da ürünleri daha sofistike hale getiriyor.

Şeker Savaşı:

Rafine şekerin sağlık üzerine olumsuz etkileri konusunda toplumun her kesiminde oluşan farkındalık, şekerin önemli bir girdi olarak karşımıza çıktığı unlu mamullerde üreticileri alternatif hammaddelere ve yöntemlere yönlendiriyor. Bu konuda global firmalar yoğun bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Şeker alternatifi geliştirme çalışmalarının yanında üreticiler reçetelerine antik tahıllar, lifler, probiyotik/prebiyotik bileşenler, vitamin ve mineral gibi fonksiyonel bileşenler ilave ederek üründeki şekerin olumsuz algısını telafi etmeyi hedefliyorlar.

Güzellik Katan Bileşenler:

Tüketicinin sağlıklı ürün beklentisinin kapsamı “güzellik” ihtiyacına da katkı sağlayacak şekilde genişliyor. Tüketildiğinde saçları, cildi, tırnakları besleyerek daha güzel görünmenizi sağlayacak kolajen, A ve E vitaminleri gibi bileşenler ürün reçetelerinde yerlerini alıyor.

Bunların yanında dönemsel ve sınırlı sayıda üretilen ürünler merak uyandırması sebebiyle tüketicilerin ilgisini çekiyor. Çok sayıda seçeneğin piyasaya sunulduğu, en fazla talep görenler ile devam edilen ve ürün geliştirme sürecine tüketicilerin de dahil edildiği ürünler marka bağlılığını artırıyor. Pastaneler ve kahve dükkanları, farklı tüketim alışkanlıkları ve tercihleri olan kişilere özel geniş bir spektrumda ürün sunabiliyorlar. Bu tür butik üretimler esnek, dinamik ve inovatif yapılarıyla sektörün büyük oyuncularına ilham olmaya devam ediyorlar.